25 Eylül 2008 Perşembe

-Türkiye'de sanat çok politik -Başka türlü nasıl olabilir ki?




Türkiye'de sanat çok politik -Başka türlü nasıl olabilir ki?

FOTOĞRAF: MUHSİN AKGÜNSantralistanbul'daki 'Transfer' ekibinin Türk güncel sanatına dair izlenimleri farklı. Alman sanatçılar, işlerin çok politik olduğu görüşünde birleşirken Türk sanatçıların cevabı 'Başka nasıl olacak ki? Kişisel hikâyelerimize gelene kadar bir sürü sorun var' diyor
18/12/2007 (1081 kişi okudu)
JÜLİDE KARAHAN (Arşivi)İSTANBUL - İki yaşında Alman bir kız çocuğu kırmızı puanlı şapkasıyla İstanbul'da bir otobüste oturuyor. Annesi diğer çocuklarıyla uğraşırken şapkayı göz ucuyla izlemekte. Bir süre sonra kızına kardeşleriyle birlikte inmesini söylerken fark ediyor ki şapkanın altındaki çocuk başka. Kendi kızını ancak aylar sonra bulabiliyor. Almanya'da kulaktan kulağa dolaşan bu hikâyeyi bize aktaran Alman sanatçı Tatjana Doll, "Var mı bunun ötesi?" diyor ve ekliyor: "Almanya'da hangi harften sonra hangisinin geleceği bellidir. Ama burası çok olasılıklı." Doll, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Kültür Sekreterliği'nin 1990'dan beri iki yılda bir başka bir ülkeyle düzenlediği 'Transfer: Uluslararası Sanat ve Sanatçı Değişim Programı' katılımcılarından biri. 2005 Aralık ayında uluslararası bir jürinin 14 kişiyi davet etmesiyle başlayan proje, Türk sanatçıların Almanya'nın Aachen, Bochum ve Münster kentlerini; Alman sanatçıların da İstanbul, Diyarbakır, İzmir Eskişehir ve Ankara'yı ziyaretleriyle devam etmiş. Bunca zaman ve mekân değişikliğinden bir sürü hikâye kalmış geriye. Türkiye'deki proje ortağı Santralistanbul'daki 'Transfer' isimli sergi, bu hikâyelerden izler taşıyor. Bu izlerin yetmediği yerlere de sanatçıların izlenimleri yetişti. Heike Weber: Bir değişim programı çerçevesinde iki aylığına Türkiye'ye gelmekten korkuyordum ilk başta. Türkiye, geleneksel ile modern değerler arasında kalmış, AB üyeliği adaylığında ısrar eden, bir o kadar da İslam kültüründe ısrar eden yabancı bir ülke. Demokrasisi kırılgan. Ama geldikten sonra dönmek istemedim geriye. Sanat ortamına gelince, üretimler çok politik. Bize karşı şöyle suçlamalar oldu mesela: "Sanatçı mısınız? Sanat yapamayacak kadar tuzunuz kuru sizin." Sanat yapmak için acı çekilmeli diye genel bir kanı var sanırım. Anja Jensen: Türk sanatçılar çok politik işler yapıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından bizde de politik işler öne çıkmıştı. Ama sonraki kuşaklar daha global işlerle uğraştı. Türk güncel sanatında da böyle bir değişim olacaktır mutlaka. Şener Özmen: Alman sanatçılar haklı. Türkiye'de işler daha politik. Ama başka türlü nasıl olacak ki. İki kültürü, iki kültürün sanatsal pratiklerini karşı karşıya koyduğunuzda uçurumu görüyorsunuz zaten. Türkiye'deki sanatçı özellikle 90 sonrası belirginleşen bir tavırla ironi, eleştiri ve provokasyon çıkışlı işler üretmeyi kendine görev bildi. Politik işler üretmek bir tavır, bir konumlanma burada. Sanat, fazladan bir nefes borusu açılması demek bizim için. Hakikaten nefes darlığı çekiyoruz ve yeni soluk borularına ihtiyacımız var. Eva-Maria Kollischan: Türkiye, Almanya'dan göründüğünden çok daha farklı. Zengin ve yaşayan bir güncel sanat ortamı var. Politik ve medyaya yönelik işler öne çıkıyor ama tüm üretimi bu şekilde sınırlayamayız. Çok farklı işler de yapılıyor. Ferhat Özgür: Almanya'da güncel sanatın her türlü eylemini kucaklayan, sahiplenen, gösteren ve tetikleyen verimli bir ortam var. Bu, sanatçılara cesaret veriyor. Her türlü eğilimin yeri var orada. Bizdeki güncel sanat ortamı çok zengin ve dinamik ama ne yazık ki bunları gösterebilecek olanaklardan yoksunuz. Türk güncel sanatının politik diye yerel bir etikete tabi tutulmasına karşıyım. Sanatçı, yaşadığı yerden beslenir. Coğrafya sorunluysa bu, işe de siner. Yeni kuşak daha politik olmaya başladı, bu yadsınamaz bir gerçek ama bu yönelim de bir ihtiyaçtan doğuyor aslında. Politik olmaktan yıllarca çekinildikten sonra normal bence. Stephan Mörsch: Türk güncel sanatı sadece politik sorunlarla ilgilenmiyor aslında. Medyaya yansıyan, dolayısıyla bilinen işler öyle. Türkiye'de bir strateji bu. Politik işler yaparak ünlü olmak çok kolay burada. Yeterince küratör ve yer yok Türkiye'de. Eğer daha çok imkân olsa ve küratörler birbirleriyle didişmeyi bıraksa Türk güncel sanatı daha da gelişecek. Bence asıl problem bu. Cengiz Tekin: Avrupa'da her şey o kadar rutin ki, hayatın kendisi değil de belgeseli sanki yaşanan. Sanatçılar da daha kişisel hikâyelerle uğraşıyorlar. Biz Türkiye'de kaostan besleniyoruz, biraz filozof gibi davranıyoruz. Toplumsal olaylara değiniyoruz, çünkü sorun var. Bir de sanatın bir şeyler değiştirebileceğine inanıyoruz; umutluyuz yani hâlâ.

23 Eylül 2008 Salı

14 Eylül 2008 Pazar

13 Eylül 2008 Cumartesi

Two new exhibitions at İstanbul Museum of Modern Art

One of the exhibitions, "Held Together with Water," brings together the most prominent artists who have influenced the current atmosphere of contemporary art and young artists. The exhibition presents a special selection of works from the collection of Verbund, Austria's leading electricity company. The collection, showcased for the first time outside of Austria, features 116 works from 39 artists, including Cindy Sherman, Gordon Matta-Clark, Jeff Wall, Fred Sandback, Nil Yalter, Şener Özmen and Cengiz Tekin, with a rich variety ranging from sculptures to photographs, film and video and from slides to sound installations.The exhibition, scheduled to run until Jan. 11, shows female and male contemporary artists abandoning painting and turning to new forms of expression, including photography, video and installations. The show's first theme, "Performance," reflects a process starting in the 1970s, when artists were discovering their own bodies, thinking about identity and moving toward feminist rebellion. The second theme, "Spaces/Places," explores the possibility of spaces being demolished and reconstructed by artists focusing on the interaction between art and space.Speaking at a press conference at the museum on Tuesday, Gabriele Scor, the director of the Verbund collection, said the collection brings together many movements from the period between the 1970s and today and juxtaposes older works with more recent trends in contemporary art. He explained that it is trying to create a dialogue between these different periods. The chief curator of the İstanbul Museum of Modern Art, Levent Çalıkoğlu, said this show brings together both legendary artists and young international names. Many of them will be seen by viewers in Turkey for the first time. "This collection, with its special pieces, may constitute a positive example and may act as a guide to the contemporary art collection trend currently being formed in Turkey," he stated.The other exhibition, titled "Human Conditions," consists of photographs by Ergün Turan, Süreyya Yılmaz Dernek and Sıtkı Kösemen. On one wall there are pictures by Turan and Dernek of passers-by on the street, while on the other wall Kösemen's photographs show people "playing dead." The exhibition, with a total of 52 photographs from the two projects, will run until Jan. 25.For four years Turan and Dernek have been photographing people passing through the streets in various districts of İstanbul. These works are juxtaposed with Kösemen's "playing dead" series. Pointing out that the media is full of news about murder and death every day, Köşemen emphasizes that the people in his photographs are in a sense protesting the war, death and pain in the world by feigning death.According to the curator, Engin Özendes, the show may give the impression of being two different exhibitions. But she stresses that the content of the photographs is tightly intertwined, saying, "The difference is only in the styles of the artists."Apart from these two exhibitions, İstanbul Modern is also currently hosting works by three international artists in its nine-video program, titled "The City Rises." Curated by Paolo Colombo, the collection, featuring works by Zbig Rybczynski, Ali Kazma and Fikret Atay, offers the viewer a particular vision of urban life today, distant from the optimism of Futurism, yet equally mesmerizing. The program will be hosted until Jan. 11.
todays zaman.

2 Eylül 2008 Salı