3 Michelin yıldızlı bir şefimiz ve bir lokantamız olacak
Serfiraz Ergun
11 Eylül Perşembe 2008
Milliyet Gazetesi
Yozgatlı işadamı Erdoğan Akdağ’ı Yozgat’ta tanımayan yoktur. İlkokulu ve ortaokulu Yozgat’ta okuduktan sonra Almanya’da yüksek makine mühendisliği diploması alan, üstüne üstlük ABD’nin ünlü Massachusetts Institute of Technology (MIT) okulundan da lisans üstü dereceyle Türkiye’ye dönen Erdoğan Akdağ, Yozgat’a adının içinde Yibitaş olan birçok fabrika kazandırdı. Yibitaş’ı bir çimento devi yapıp Lafarge’la evlendirdi. Ortaklık 2007’de Portekizli çimento şirketi Cimpor’a 535 milyon euro’ya satıldı.
Erdoğan Akdağ’ın oğlu Bahri Akdağ da şirketlerinin yönetimindeydi. Bahri Akdağ, Türkiye’ye ünlü restoran ve otel el kitabı Michelin Guide’dan 3 yıldızlı bir şefi Türkiye’ye getirmek üzere. 1949 Güney Tiroller doğumlu Alman-İtalyan Heinz Winkler 32 yaşında Michelin’den 3 yıldız almış bir şef. Bahri Akdağ, Winkler ile Bavyera Gölü kıyısında Chiemsee’deki Heinz Winkler’in Residenz’inde tanışmış. Bu Rezidenz’te Heinz Winkler sadece soslarıyla ünlü 3 yıldız yemeklerini sunmuyor, golf, sauna, spa, yüzme havuzu gibi olanaklar da sağlıyor. Heinz Winkler aynı zamanda Moskova’da Ritz-Carlton Otel’in içindeki Jeroboam Restoran’ın da şefi. İşte Bahri Akdağ da aynen Şef Heinz Winkler’in alışkın olduğu koşulları sağlayabi-lecek bir mekân bulduğunda önce İstanbul’un Avrupa yakasında sonra da Büyükada’da iki mekân açacak. Çağdaş Sanat bombardımanı Bu hafta içinde İstanbul sanat severleri Çağdaş Sanat’la yatıp kalktı. Geçen yıl Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul kampusundaki çok geniş kapsamlı muhteşem Modern ve Ötesi sergisi hızlandırılmış bir kurs gibiydi. Geçen sezon Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi’nde Rene Block ve Melih Fereli danışmanlığında çağdaş sanatçılarımızın bireysel sergilerini de gezdik.
Yaz sıcaklarının hâlâ devam ettiği bu günlerde sanat dünyası yaz uykusundan uyanıp tek tek kapılarını açıyor. Borusan Holding, Beyoğlu Ayhan Işık Sokak’ta genç sanatçıların kendilerini anlatabilecekleri 5 katlı, Boğaz’a nazır teraslı bir binada Art Center’ını açtı. Borusan Kültür Sanat patroniçesi Zeynep Hamadi ile açılış akşamı Art Center’in kapısında sohbet ettik. Beyoğlu’ndaki Borusan Sanat Galerisi 2006’da kapandıktan sonra Çağdaş Sanat’ı devam ettirme fikrinin hiç akıllarından çıkmadığını söyledi. Ağabeyi Ahmet Kocabıyık geçen yıl bu binayı bulmuş, almış ve burayı Çağdaş Sanat’ı destekleyecek bir Art Center yapma isteğini söylemiş. Derhal yıkık dökük bu binanın restorasyonunu yapmışlar. İstanbul Modern’de Verbund koleksiyonu Verbund, EnerjiSA’nın Avusturyalı ortağı. 2004 yılında Çağdaş Sanat yapıtları toplamaya başlamış ve elinde epey bir koleksiyon birikmiş. İstanbul Modern’de salı akşamı bu geniş kapsamlı koleksiyonunu sergilemeye başladı; “Suyun Bir Arada Tuttuğu“... Hidro elektrik santralları yapıyorlar ya, ona bir gönderme olarak bir sanatçının yapıtını serginin de başlığı yapmışlar. Üç Türk’ün de yapıtı sergiye ilave edilmiş. Birincisi Nil Yalter, çoğumuzun tanıdığı Paris’te yaşayan bir sanatçımız. Türkiye’nin ilk video yerleştirmesi yapan sanatçısı. Diğerlerini ben tanımıyordum; Şener Özmen ve Cengiz Tekin.
Verbund’un sanat danışmanı Gabriele Schor bu sanatçıların Türklüğünden önce Kürtlüğünü öne çıkardı. Kulağıma gelene göre de Verbund’un bu son alımı siyasiymiş, sergiden sadece birkaç hafta önce Türkiye’de yapacağı yatırımlara uygun olarak satın alınmış. Yapıt bir video filmi. Courbet’in 1854’de yaptığı “Buluşma ya da İyi Günler Bay Courbet” adlı tablosuna gönderme var. Bu video yerleştirmesinde buluşma sahnesi Kürtçe olarak yeniden canlandırılıyor.