11 Ocak 2010 Pazartesi

“Şimdiye kadar bana esrarlı bir biçimde yasaklanmış kelimelerin bir bölümü”



Diyarbakır’da yaşayan ve üreten üç güncel sanatçının (Şener Özmen, Cengiz Tekin ve Berat Işık) 2004-2009 yılları arasında ürettikleri video ve fotoğraf çalışmaları, devrimci şair Paul Eluard’ın, gerçeküstücü sanatçı Andre Breton’a ithafen kaleme aldığı “Şimdiye kadar bana esrarlı bir biçimde yasaklanmış kelimelerin bir bölümü” adlı şiirinden yola çıkarak, gerçeğin altüst olduğu bir coğrafyada, tutarlı gerçeküstücü şair ve ressamların (burada sanatçıların) bu beklenmedik yeni durum karşısındaki tutumlarına göndermede bulunuyor. Nasıl hareket ediyor güncel sanatçı hiçbir şeye götürmeyen harikulâde kelimeler dolaşırken ortalıkta? Şair ne yazıyor her şeyi söylemenin derin kaygısıyla bunalmışken? Ne anlatmaya çalışıyor Eluard yuvarlak masa değişken surat asma derken? Ya da “tetik”kelimesi ona “parıltılı bir tecavüzü” anımsatırken? Üçlü, Eluard için yasaklanmış kelimelerin olası diğer bölümüyle ilgilendiğini söylüyor. Savaş, aşk, evlilik, çocuk ve sanat dünyasının yoğun ilişkilerinin kendilerini olgunlaştırmamış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor tuhaf bir şekilde.

Eluard’ın ressam Max Ernst’le düşman cephelerde kurdukları dostluk, savaşın gereksizliği ve yıkıcılığı, insanların kardeşliği, düşüncenin evrenselliği ve en önemlisi sanatın uzlaştırıcılığıyla somutlanmıştı. Şener Özmen, Cengiz Tekin ve Berat Işık, farklı dönemlerde ve Diyarbakır’da ürettikleri video ve fotoğraf çalışmalarında, tüm cephelerin giderek birbirine benzediği ve uzlaşacak bir taraf bulmakta zorlandıklarını söylüyor.